Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve ailesinin olası bir kaçış planında Rusya’yı tercih etmeleri, uluslararası kamuoyunda dikkat çekmeye devam ediyor. Uzmanlar, bu tercihin ardında hem güvenlik kaygıları hem de uzun yıllardır süregelen siyasi ve askeri ilişkilerin bulunduğunu belirtiyor.
Esad yönetimi, 2011’de başlayan iç savaş sürecinde Rusya’nın desteğiyle iktidarını korumayı başardı. Moskova’nın sağladığı askeri yardımlar ve diplomatik destek, Esad rejiminin ayakta kalmasında kritik rol oynadı. Bu nedenle, Esad ve ailesinin olası bir kaçış planında Rusya’yı güvenli bir liman olarak görmesi sürpriz değil.
Rusya, Esad yönetimine olan desteğini yalnızca askeri alanda değil, aynı zamanda uluslararası arenada da gösterdi. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası platformlarda Suriye üzerindeki baskıyı azaltmak için Rusya, sık sık vetolar kullanarak Esad yönetimini korudu. Bu nedenle, Esad’ın Rusya’yı tercih etmesi, güçlü bir siyasi müttefike olan güvenin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Öte yandan, Rusya’nın Suriye’deki çıkarları da bu ilişkiyi karşılıklı bağımlılığa dönüştürdü. Tartus’taki askeri üs başta olmak üzere, Suriye’deki Rus varlığı Moskova için stratejik öneme sahip. Uzmanlar, Esad ve ailesinin kaçışı durumunda, Rusya’nın bu aileyi kendi topraklarında koruyarak bölgedeki nüfuzunu pekiştirmeyi hedefleyebileceğini öne sürüyor.
Son olarak, Kremlin’in Suriye krizindeki rolü, Esad yönetimi için bir tür “sigorta” olarak görülüyor. Uzmanlar, Esad’ın Rusya’ya olan bağımlılığının, kaçış planlarında bu ülkeyi en güvenli seçenek haline getirdiğini ifade ediyor. Ancak bu durum, uluslararası dengeleri nasıl etkileyeceği konusunda tartışmaları da beraberinde getiriyor.