Dünya üzerinde kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi başarılarını kutlamak amacıyla her yıl 8 Mart'ta gerçekleştirilen Dünya Kadınlar Günü, aynı zamanda kadın haklarının savunulması ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin bir parçası olarak önemli bir yer tutar. Peki, bu anlamlı günün kökenleri nereye dayanıyor? 8 Mart neden bu kadar önemli? Gelin, Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesine ve bu özel günün neden kutlandığına daha yakından bakalım.
Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1909 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Sosyalist Partisi tarafından kutlandı. İlk etkinlik, kadınların çalışma koşulları ve haklarına dikkat çekmek amacıyla düzenlendi. Ancak, bu tarih, kadınların hakları için verdikleri mücadelenin başlangıcı değil, sadece ilk adımıydı. 1910 yılında, Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Alman kadın hakları savunucusu Clara Zetkin, her yıl kadınların haklarını kutlamak amacıyla özel bir gün önerdi. Bu öneri oybirliği ile kabul edildi, ancak tarih belirlenmedi.
1911 yılında, ilk kez 19 Mart’ta Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de, 1.500.000 kadın ve erkek, kadınların haklarını savunmak amacıyla bir araya geldi. Bu tarihin üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra, 1913 yılında, bazı Avrupa ülkelerinde 8 Mart’ta Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı. Ancak, bu özel günün kalıcı olarak 8 Mart olarak kutlanması, 1917'deki Rus devrimi ile mümkün oldu. 8 Mart 1917’de, Rus kadınlar ‘Ekmek ve Barış’ sloganıyla sokağa çıkarak büyük bir grev düzenledi. Bu protesto, Çarlık rejiminin sonunun gelmesine ve nihayetinde Rusya’da kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesine zemin hazırladı. Bu olayın ardından, 8 Mart, yıllar içerisinde tüm dünyada kutlanan bir gelenek haline geldi.
Dünya Kadınlar Günü, sadece tarihsel bir olay değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratma ve kadınların haklarını savunma amacı taşıyan bir platformdur. Günümüzde pek çok ülke, bu özel günde kadınların toplumsal hayatta ve iş gücünde sahip oldukları hakları ve karşılaştıkları zorlukları tartışmakta ve kutlamaktadır. 8 Mart, uluslararası düzeyde kadınların karşılaştığı cinsiyet temelli eşitsizlikler, şiddet ve ayrımcılıkla da mücadele etmek için bir fırsat sunuyor.
Birleşmiş Milletler, 1977 yılında 8 Mart’ı resmi olarak Dünya Kadınlar Günü olarak kabul etti. O günden sonra, her yıl farklı temalar belirlenerek kadınların durumu üzerine farkındalık yaratma çalışmaları yapılıyor. 2023 yılı itibarıyla, bu özel günün teması, kadınların liderlik rollerini ve karar alma süreçlerindeki yerlerini güçlendirmeye ilişkin bir çağrı olarak belirlenmiştir. Ancak amacı sadece kutlama değil, aynı zamanda dünya genelindeki kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve bu sorunları çözmek için politikalar geliştirmektir.
Dünya Kadınlar Günü, kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için atılan adımların önemini vurgulayan ve toplumsal değişime katkı sağlayan bir platform olmuştur. Bu dönemde, ülkemizde çeşitli etkinliklerle, panellerle ve sosyal medyada kampanyalarla kadınların sesi daha da gür çıkmaktadır. Her bireyin bu kutlama ve etkinliklere katılması, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine destek vermesi büyük bir önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, kadın hakları insan haklarıdır ve her kesimden insan, bu hakların korunması için üzerine düşeni yapmalıdır.
Dünya Kadınlar Günü, sadece bir tarih veya kutlama günü değil; kız çocuklarından yaşlı kadınlara kadar her bireyin yaşamında eşit haklara sahip olmasının, toplumun her kesiminde kadınların yerinin güçlendirilmesinin ve kadın mücadelesinin onurlandırıldığı bir zamandır. Bugün, kadınların daha özgür, eşit ve adil bir toplumda yaşaması için hep birlikte çalışmalıyız. Bunun için 8 Mart’ı sadece bir gün olarak değil, her gün kutlanması gereken bir mücadele olarak görmeliyiz.